Bağımsız oyunlar(indie games), bugün biz onları dijital ortam oyunları olarak bilsek de geçmişleri daha eskidir. Bilgisayar oyunlarının yaygınlaşmasından önce geniş bir masa oyunu kültürü vardı. Bugün Monopoly’den başkasını zor hatırladığımız bu oyunların başında özellikle gençler uzun zaman geçirirlerdi.
Karmaşık ve zor oyun dinamikleri ve uzun hikayeleri ile haliyle bu oyunları oynayan kitle kolay oynanabilir popüler oyunları oynayan kitleden ayrıldı. Dijital oyunların yaygınlaşmasıyla masa oyunları da sıralarını savınca aynı kitlenin bir benzeri de elektronik ortam oyuncuları arasında oluştu.
Çünkü bu kitle ana akım oyunların tekdüzeliğinden, kendilerini tekrar edişlerinden ve belki de basit dinamiklerinden sıkıldılar. Geliştirilme evresinde ve pazarlama sürecinde yüzlerce milyon dolar gibi inanılmaz rakamlar harcanarak Activision, EA Games gibi stüdyolarda hazırlanan oyunlar bu kitleyi doyuramadı. Çünkü hikayelerin üzerinde tatmin edici yenilikler yapılamıyordu. Diğer tarafta ise finans desteği kısıtla ya da hiç olmayan küçük gruplar(bazen tek kişi) bu bütçeden mahrum olduklarından popüler oyunlarda olmayan veya eksik olan şeylere yöneldiler. Hikayeyi zenginleştirmek, duyulara ve duygulara daha derin hitap etmek gibi yenilikler getirdiler. Minecraft, Braid, World of Goo, Limbo, Don’t Starve gibi bağımsız oyun geliştiricileri tarafından tasarlanan oyunların ortak yanı hikayede orijinal ve yenilikçi olmalarıdır. Bu yeniliklerin değeri anlaşıldı ve bağımsız oyun kitlesinin nüfusu genişledi.
Birincisi bu kitle bağımsız geliştiriciler için teşviktir. Bağımsız oyun geliştiricilerinin finans desteği kısıtlı olduğundan veya hiç olmadığından bağış siteleri aracılığıyla maddi destek bulabiliyorlar. Ayrıca bu kitle genişledikçe dijital platformlarda, sosyal medya mecralarında bağımsız oyunlar daha da duyulmaktadır. En önemlisi de bu kitle sayesinde büyük bütçeli oyun yapımcıları söz yerindeyse ayaklarını denk almaktadırlar.
Yüksek bütçe ve gelişmiş grafiklerle kendini tekrar ederek oyuncu kitlesini tatmin edemeyen stüdyolar indie oyunlardaki hikaye derinliğini, kendi kitlesinin oluşturmadaki başarısını fark ettiler. Böylece gözler indie oyunlara ve oyuncu kitlesine çevrildi. Steam gibi platformlarda ve konsollarda kendilerine daha geniş yer ayırdılar.
Sonuç olarak Ücretsiz Oyun Kitlesinin İyi Olması;
Her kültür kendi alt kültürünü oluşturur. Bu alt kültür de popüler kültürde olmayan şeyleri fark edecek kadar bilgi birikimine sahip değerli görüşlere sahiptir. Bağımsız oyun kitlesi de oyun kültürünün bozulmasının önündeki engel, sığ kalmasının karşısındaki duvardır ve var oldukları sürece de oyun kültürüne katkıları devam edecektir.